Bir kaç gündür Facebook geçmiş yıllardaki bu zamanların kar manzaralı fotoğraflarını hatırlatıyor. Bu yıl bırakın kar yapmasını yağmuru bile henüz net bir şekilde göremedik. Mevsim normallerinde bu zamanlarda km2 ye 300-400 kg yağış beklenirken henüz 10 kg yağışı bile alamadık. Biz tarım arazilerindeki saha çalışmalarımızda yaşanan kuraklığı çıplak gözle görebiliyoruz. Dereler kurudu. Birçok ürün susuzluktan ekilemiyor. Bu sebepten toprak işlenemiyor. Çiftçi su kaynakları tükendiği için çareyi yeraltı sularına sondaj yapıp kuyu açmakta buluyor. İş kuyuyu açmakla bitmiyor. Açtığı kuyudan suyu çekmek için elektrik enerjisi kullanması gerekiyor. Maalesef elektrik de pahalı olduğundan her çiftçinin kuyu açmaya ve su çıkarmaya gücü yetmiyor. Diyelim ki kuyuyu açtı ve sondaj yapıp elektrik enerjisi ile suyu çıkarmaya niyet etti. Ancak bu sefer suyu bulmak da zorlanmaya ve daha çok enerji harcamaya başlıyor. Çünkü yakın bir zamana kadar 50-200 m arasında vurulan sondajda su bulan çiftçi maalesef artık 600 m de suyu bulamıyor. Kuyu derinleştikçe kullanılan elektrik enerjisi buna paralel olarak artıyor. Bu da maliyetlere yansıyınca çiftçi para kazanamıyor ve toprağını işlemekten vazgeçiyor.
Açıkçası ben kendi adıma çok endişeliyim ve çocuklarımın geleceği için korkuyorum! Tesadüf ki bu sabah televizyonda tam da bu konudan bahsediliyordu. Orman Bakanımız bu yılki yağışların azlığından bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de kuraklıkla karşı karşıya olunduğundan bahsediyordu. Acil önlemlerin alınması gerektiğini söylüyordu. Peki, neydi bu acil önlemler? Okumayan ve çevresinde olup bitene karşı inanılmaz duyarsız bir toplum olduğumuz gerçeğini her geçen gün biraz daha anlıyorum. İnsan hiç bitmeyecek gibi içinde yaşadığı koşulları tükettiğinden sonuna geldiği yolun da farkında olamıyor maalesef! Yılbaşı tatili için Mardin’e gelen birçok insan havanın güzel olmasının kendileri için bir şans olduğundan söz ediyorlardı. Oysa bunu bana her söylediklerinde içim acıdı. İyi dediğimiz hava koşulları kapımızın önünde duran bir felaketin habercisi!
İlçelerde iyi tarım uygulamaları projemizde bir araya geldiğimiz kadınlara mesleki eğitimin yanı sıra iyi gıdayı, çocuklarına yedirmemeleri gereken sağlıksız yiyecekleri, tohumlarımızı anlatıyoruz. Su kullanımında dikkatli olmalarını ve bu bilinci çocuklarına da öğretmelerini söylüyoruz. Yakın zamanda kuraklık nedeniyle konutlara su vermek için tarım alanlarından çekilen suyu bu gidişle evlerimizde de bulamayacağımızın endişesini anlatıyoruz.
Hepimiz için köylü ya da kentli fark etmez mutlaka hayati önem taşıyan konular bunlar! Önceliklerimiz suyumuz, toprağımız ve gıdamız olmalı! Vakit daralıyor ve kaynaklarımız gitgide azalıyor. Yediğimizi sorgulamanın ve iyi gıdaya ulaşmak için seçici olmanın ve çiftçiyi desteklemenin tam zamanı şimdi! Suyumuzu kullanırken tedbirli olmayı ve acil önlemler almamız gerektiğini önemsememiz gerekiyor.
***
For the last couple of days, Facebook is reminding me these past scenery photographs of this time of the year. This year, we haven’t seen a drop of rain, let alone snow. Under the normal seasonal conditions, we were expecting a rainfall of 300-400 kg per km2; however, this year we couldn’t even get 10 kg of rain. We can observe the draught with the naked eye, during our field work on the agricultural lands. The streams have dried up. Many products cannot be planted due to the lack of water. The soil cannot be cultivated because of this reason. The farmers drill the ground to dig wells since the water resources have been exhausted. Digging wells is not a solution on its own. In order to pump the water up from the well, one needs to use electrical energy. Unfortunately, since the electricity is expensive, not all the farmers have the power to dig wells and extract water from the ground. Let’s say, a farmer has the intention to dig up a well and extract water from the ground by using electrical energy. However, after a short period, it becomes more and more difficult and expensive to extract water and hence he/she has to use more and more energy to reach to the underground water resources. Because, a short while ago, the farmers were able to find water 50-200 m deep down; whereas, now they are not able to find it even at 600 m depth. As the well’s depth increases, the electrical energy consumed to pump the water up increases proportionally. When this is reflected in the costs of this operation, the farmer is not able to earn money and he/she gives up working on the soil.
Frankly speaking, I am very worried and I have concerns about my children’s future! It just so happens that, this morning this subject was being discussed on TV. Our Minister of Forestry and Water Affairs was talking about the decreased rate of the rain fall and Turkey, just like any other country in the world was facing draught this year. He said that immediate measures should be taken. So what are these immediate measures? With each passing day, sadly I see that we are a society that doesn’t read at all and the people in our society are unbelievably insensitive towards what’s happening around them. One lives like as if there is no limit for the resources that he/she consumes and he/she is not aware of the fact that it is actually end of the road. A lot of people, who came to Mardin for the new year holiday, were mentioning how lucky they were since the weather was so beautiful in Mardin. However, it hurt so badly in my heart, whenever someone mentioned it. The weather that we call beautiful is actually a doomster for the catastrophe waiting at our doorstep.
During our project about good agriculture practices in the districts; when we give the women their vocational trainings; we also teach women about good food, the unhealthy food that they should not give to their children, about our seeds. We tell them to be careful about the consumption of water and tell them to engrain this knowledge in their children. We tell them about our concern of not being able to find water for domestic use, let alone finding it for irrigation because of the draught.
These are vital information for all of us, for all the villagers and urbanites! Our priorities should be our water, our soil and our food! The time is ticking and our resources get scarce day by day. It is about time to question what we are eating, to be picky for accessing the good food and to support the farmers! We should pay attention to being cautious when using water and we should be aware of our need to take the necessary urgent measures.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder