13 Şubat 2020 Perşembe

AMERİKA-II


Turkiye'ye dönmek  için gün sayıyorum. Uc haftadir buradayim ve cok özledim. En cok ne ozledin diye sorarsaniz? Cok sey var ozledigim ama  en cok cocuklarimi, Mardin'i ve demli cayi ozledim.
🌟🌟🌟🌟
Amerika'daki çalışma programı, burada yürütülen projeleri görüp deneyimleyebilmem ve benim  çalıştığım projeleri geliştirebilmem acisindan bana cok sey katti diyebilirim. Bir cok eyalet gezdik. Gunde  sayisi en az iki  olmak üzere ziyaretlerimiz ve  toplantimiz oluyor. Uzaktan bakınca Türkiye'nin ve Türk insanının, mülteciler ve sığınmacılar konusunda ne kadar özveri gösterdiğini daha iyi anliyorsunuz.
🌟🌟🌟🌟 2018 yilinda Amerika'ya kabul edilen (kabul edilenler bir secim ile aliniyorlar) multeci sayisi 28 bin.(Bu sayının içinde Suriyeli yok) 2019 sayisi 30 bin olması planlanıyor. Turkiye'nin kabul ettigi siginmacilar resmi kayıtlarda 4 milyon gibi gozukse de bana kalırsa gercek sayı 6 milyona yaklaşıyor. Rakamlar kıyaslanamaz bile! Dedim ya gördükçe ve yaşadıkça daha çok düşünme fırsatınız oluyor. Burasi yüz yildan fazladir mültecilerin gocune sahne olmus bir ülke. Aslında deneyimliler  ve ona göre bir sistem kurmuşlar. Biz çok hazırlıksız yakalandik. Ne kadar süreceği belli olmayan bir misafirliği insani olarak kabul ettik. Ama işimiz çok zor!

AMERİKA-I


Amerika Birlesik Devletleri Dış İşleri Bakanlığının misafiri olarak bir süredir Amerika'dayım. Mülteciler ve Sığınmacılar ile ilgili bir çalışma programında ülkeyi geziyor, mülteciler ve sığınmacılar konusunda çalışmalar yürüten kişi ve kuruluşlar ile birlikte çalışıyoruz. Türkiye'de yürüttüğümüz projelerimizi anlatıyoruz. Benim konum gastronomi ve tarım odaklı istihdam projelerinin yani sıra kadınlar ve çocuklar. Bugün harika bir yerdeydik. Sizinle paylaşmak istedim. Burası Austin, Texas'ta bir toplum merkezi. Burada arkadaşlarımla beraber bütün gün gönüllü olarak çalıştık. Bu merkez, sokakta yaşayan 200 kadar evsiz için kurulmuş. Düzenli bir hayat kurabilmelerine imkan vermenin yanı sıra adres göstererek devletten maaş alabilmelerine de destek verilmiş. Bu insanlar şimdi bu sistemin yürümesine destek vermek zorundalar. Bu sebepten bulundukları yerde  tarım yapmayı öğreniyor ve tarım arazilerinde çalışıyorlar. Hem kendi yiyeceklerini  yetiştiriyorlar hem de yetiştirdikleri ürünleri satarak kazandıkları para ile sistemin sürdürülebilir olmasına destek veriyorlar. Ben ve arkadaşlarım bir böğürtlen tarlasının ekime hazırlanmasına yardımcı olduk. Diğer toplum merkezinin sakinleri ile muhteşem bir gün geçirdik. Bu sistemi Türkiye'de Mardin'de işsiz ve hiçbir geliri olmayan insanlar icin kurabilmeyi çok diledim.

 



GASTRODİPLOMASİ

Washington'dan kucak dolusu sevgilerimle iyi haftalar diliyorum. Bir gastrodiplomasi projesi için bir süre burada olacagim.

Yiyecek ve içecekler, insanların fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamanın
ötesinde anlamlar taşımaktadır. Beslenme, sadece yaşamımızı sürdürmemizi saglayan fiziksel bir ihtiyactan ote aynı zamanda geçmişle olan bağlarımızı guclendiren ve kültürümüzü diri tutan, diğer insanlarla
iletişim kurmamıza da aracılık etmektedir.
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Suriyeli Mültecilerin istihdamini, entegrasyonunu hedefledigimiz ve iki kültürü mutfakta birleştirmeyi amaçladığımız Sanliurfa'da "Harran Gastronomi Okulu " ile Mardin'de yürüttüğümüz "Topraktan Tabağa" projeleri bugün tüm dünyada örnek alınan gerçek birer "Gastrodiplomasi"örnekleridir. Mutfak toplumsal barisin sağlanmasında iki toplum arasında aracı olmuştur.

Son yillarda gündemde olan
gastrodiplomasi kavrami kültürlerarası anlayışı geliştirme ve etkileşim
sağlama, ulusal kültürün ön plana çıkarma, ülkenin kültürünü ve mutfak
kültürünü tanıtma, ülkeler arasındaki ilişkileri geliştirme, ülke
imajını güçlendirme, marka yaratma, ticari faaliyetlerin ve turizmin
gelişmesini sağlama gibi amaçlarla pek çok ülke tarafından yumuşak bir güç
olarak kullanılmaktadır. Ustelik beş duyu ile algılanabilen gerçek ve sessiz bir güç!

Mutfak Diplomasisi' yüzyıllardır mevcut olan bir kavram. Devletler ve toplumlar arasi ilişkilerde olağanüstü öneme sahip. Diyalog ve müzakere ortamını etkiliyor. Öyle ki 1789 Devrimi sonrası Fransa’nın ünlü Dışişleri Bakanı Talleyrand’ın İmparator Napolyon Bonapart’a “Bana iyi şefler verin, size harika antlaşmalar hazırlayayım” dediği söylenir.
Tarihçiler ve siyaset bilimi uzmanları iyi bir yemeğin veya yemekte kullanılan malzemenin devletler arasında verilecek mesajlar açısından olağanüstü önemli olduğunu söylüyorlar.

Burada bulundugum sure icerisinde gerek mutfak zenginligimiz, gerek kulturel cesitliligimiz,gerekse ürünlerimizle dunyanin bir ucundan diğer ucuna iyi mesajlar vermek icin çok zorlanmayacagimi düşünüyorum. Ne dersiniz?

GÜNEŞ PANELLERİ

Birleşmiş Milletler (BM)  İklim Değişikliği paneli geçtiğimiz günlerde Seul’de yapıldı. Yayınlanan rapora göre küresel ısınma konusunda bir an önce harekete geçilmezse karşılaşılacak sonuçlar oldukça ağır olacak.
Raporda “Küresel ısınmayı kontrol altına almak için 10 yıldan daha az bir zamanımız var. Dünya risk altında. ” ibaresi yer alıyor.
Gündemdeki sıcaklık artışını, 1,5 dereceyle sınırlamak imkansız değil! Fakat hükümetlerin verdiği  taahhütler henüz bunun için yeterli değil. Bunun yanı sıra sıcaklık artışı şuan 3-4 dereceye ulaşmış durumda! Sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlayabilmemiz için 2047’ye kadar atmosfere yayılan karbondioksit miktarı ile ortadan kaldıracağımız karbondioksit miktarını eşitlemek zorundayız. Bunun için küresel karbon emisyonunu 2030’a kadar %45 azaltmamız gerekmekte.
Bu durumda ormanlaştırma, elektrikli taşıma sistemlerine geçiş, karbon yakalama ve depolama teknolojilerinin kullanımı büyük önem taşıyor.
En önemlisi de önümüzdeki 32 yıl içinde elektiriğin %70-85’ini yenilenebilir kaynaklardan üretmeliyiz.
MARDİNE SU ELEKTRIGI ILE GELIYOR!!!
Türkiye'de bu konuyla ilgili beni çok etkileyen önemli bir proje yürütülüyor. Geçtiğimiz Nisan ayında Güneydoğu Anadolu’nun en önemli tarım araştırma merkezlerinden birisi olan Talat Demirören tesislerini ziyaret ettiğimizde Harran'da  @ceydabolunmezcankiri anlatmıştı güneş panelleri projesini. Birlikte Şanlıurfa’dan Mardin’e GAP suyunu taşıyacak kanalları incelemiştik. GAP suyunu Mardin’e taşiyacak Mardin-Ceylanpınar ana kanal inşaatı 1997 yılında başlamış 221km olarak 2015 yılında tamamlanmış. Mardin Derik’teki depolama alanının inşaatı bitince kanallardan Mardin’e su taşınacak. Bölgede hava sıcaklığının zaman zaman 60 dereceye kadar çıkmasinda dolayı kanallardaki suyun bir kısmı buharlaşıyor. Bu sebeple 221km boyunca kanalın üzerine kurulmaya başlanan güneş panelleri ile hem kanalın içindeki su buharlaşmaktan korunacak hem de paneller sayesinde hat boyunca elektrik üretilecek. Ceyda Hanım bu projenin bölge için en kiymetli projelerden birisi olduğundan ve bu sebeple yakından takip ettiğinden bahsetmişti. Bunun gibi örneklerin çoğalması dileği ile..

BESİN ZİNCİRİ

Dünyada besin zinciri gittikçe karmaşık bir hal alıyor. Gıda endüstrisi öyle katmanlı bir yapıya dönüştü ki tarladaki besinin tabağımıza gelene kadar geçirdiği süreçte üretimden işlemeye, ambalajlamadan reklama, pazarlamadan dağıtıma yüzlerce değişik endüstrinin parmağı var.
🌻🌻🌻
Tüketime hazır hale getirilen gıdanın ise neredeyse yarısı el değmeden çöpe gidiyor. 1945 yilinda Birlesmis Milletler Gida Tarim Orgutu(Fao) tarafindan ilan edilen 16 Ekim ‘Dünya Gıda Günü’nü, bir soluklanıp bu kargaşaya daha yakından bakmak ve sonu gelmez tüketim çılgınlığımızı, bozuk beslenme alışkanlıklarımızı ve neden olduğumuz yoksulluğu fark edebilmek için bir fırsat olarak görmek gerek belki de…
🌻🌻🌻
“Gıda” dediğimiz zaten tartışmalı bir mevzu: Gıda güvenliği sorunları, çöpe giden milyonlarla ton besin artığı, iklim değişikliklerinin yol açtığı urun kıtlığı, aşırı tüketim, su sıkıntısı, petrol fiyatlarındaki zamlar ve böyle sürüp giden pek çok etmen ucuz ve kaliteli besine ulaşmayı milyonlarca insan için zorlaştırıyor. Dünyadaki aç insanların sayısı artıyor, besin dağılımındaki dengesizlik büyüyor: Otuz yıl içinde 2 milyar boğazın daha beslenmesi gerekecek. Bu hesaba göre de 2050’lerde gıda fiyatlarının %40-50 civarında artması bekleniyor.
🌻🌻🌻
Food is a controversial issue. Food safety issues, millions of tons of food waste left in the trash, product scarcity caused by climate changes, excessive consumption, water shortages, price hikes in oil prices and many other factors continue to make it difficult for millions of people to reach cheap and high quality food. The number of hungry people in the world is increasing, imbalance in the distribution of nutrients is growing. In thirty years, 2 billion people will need to be fed. According to this calculation, food prices are expected to increase by 40-50% in the 2050s.