7 Mart 2021 Pazar

BIYOLOJIK CESITLİLİĞİMİZ !!! Tohumlar gida zincirinin ilk halkasidir. Biyolojik ve kulturel cesitliligin vucut bulmus halidir. Yasamin gelecekteki devaminin teminatidir.

Günümüzde tohumun çeşitliliği ve geleceği tehlike altındadır. Dunya üzerinde gida olarak kullanılabilen 80 bin yenilebilir bitkiden bugün yalnızca 150 tanesi yetiştirilmekte ve sadece 8'inin küresel çapta ticareti yapılmaktadır.
Bu durum, tohum ve ekin çeşitliliğinin geri döndürülmez şekilde yok oluşu anlamına gelmektedir.
Kısaca anlatmam gerekirse;
Tarım da kuresellesti. Yani artık kimse ürününü yakındaki pazara götürüp satmıyor.

Uluslararası bir müşteri istedigi ürünün niteliklerini belirliyor. Mesela biz orta boy, ince kabuklu,ekşi, hemen bozulmayan ve çekirdeksiz bir domates istiyoruz diyor. Gen mühendisleri laboratuarlarda çalışıp istenilen domatesin tohumunu oluşturuyorlar. Doğal olarak çiftçi ürününü pazara sunmak için bu tohumu alip üretiyor. Durum böyle o olunca herkes aynı ürünü üretiyor.

Turkiye biyolojik çeşitlilik anlamında dünyada onemli ulkelerden biri.Sayisi 12500' ü bulan biyolojik cesitlilikten bahsediyoruz. Aynı üründen kokusu, tadi, yetiştiği bölgenin ikliminin ve toprağının lezzetlendirdigi yuzlerce urun yetişiyor ve yetiştiği toprağın adını taşıyor. Çanakkale domatesi, Tokat ve Bursa domatesi gibi... Ancak konu ticeret olunca çiftçi ticari tohumlara yöneliyor ve kendi topraginin urununden vazgeciyor. Uretilmeyen her urun biyolojik cesitliligimizin azalmasina yetistirilmeyen türün yok olmasina sebep oluyor.
Yani Edirne'den aldiniz domates ile Diyarbakir'dan marketten aldiginiz domates arasinda hicbir fark olmuyor.

Biyolojik cesitliligimiz bizim genetik mirasımızdır.
Mardin'de yuruttugumuz yerel tohum projesi; Diyarbakir'daki domatesle Edirne'deki hatta baska baska yerlerdeki domateslerin tadinin hicbirinin ayni olmamasinin cabasidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder