31 Ocak 2018 Çarşamba

Trabzon(Cennet) Hurması




TRABZON (CENNET) HURMASI 
Sonbaharla birlikte kuru yaprak, nemli hava ve ıslak toprak kokusuna eşlik eden, sarı ve turuncu renk kompozisyonları ile doğanın değişimine bugünlerde her yerde şahit oluyoruz. Havaların serinden soğuğa döndüğü, gribal enfeksiyonların arttığı, vücut direncimizi yükseltmemiz gereken bu mevsimlerde ihtiyaç duyduğumuz C vitaminin kaynağı; tüm sarı ve turuncu meyvelerde, tam da bu zamanda, çarşı ve pazar tezgahlarında yerlerini aldı. Doğanın ihtiyaç duyduğumuz her şey için mükemmel bir zamanlaması var! 
Doğa bize sundukları ile o kadar cömert ve benzersiz ki, bize sadece bu ürünlerden yararlanmak, korumak ve yaşatmak kalıyor. Çarşıda, pazarda, manavda kolaylıkla bulabileceğimiz, her gün severek ve isteyerek tükettiğimiz ürünlerin yanında, tanımadığımız, ismini bile bilmediğimiz yada yeme alışkanlığımızın olmadığı bir sürü meyve ve sebze ismi de sayabilirim size. Bu ürünlerin ismini bilmediğimiz gibi şifasından da yararlanamayız. Çocukluğumdan beri hiçbir yiyeceği seçmedim. Ancak Trabzon Hurmasını ya da diğer adıyla cennet hurmasını en çok ağzımı kamaştırmasından hatırlarım. Küçük yaşta, bu meyvenin olgunlaşmamış halini denemiş olmak, hafızamda maalesef bu meyve ile ilgili hatırlayabileceğim hoş anılar bırakmadı.
Bugün size sonbahar renklerinin en özel meyvelerinden biri olan, Cennet Hurmasından ya da daha yaygın adıyla Trabzon Hurmasından bahsetmek istiyorum. Ülkemizde en çok Hatay, Antalya ve Karadeniz kıyılarında yetiştiğini bildiğimiz Trabzon hurması, Ekim-Kasım aylarında olgunlaşarak tezgahlara çıkmaya başlıyor. Benim tadına bir türlü alışamadığım nadir tatlardan biri. Ama işin doğrusu, cennet meyvesi yada diğer adıyla Trabzon Hurması’nı tanıyanı da, benim gibi seveni de az. Sebebi aslında meyvenin doğasından. Cennet meyvesi, ’tanen’ oranı oldukça yüksek olan bir ürün. Taneni, demli çayın içinde bulunan ve ağzı buran madde olarak düşünün. Olgunlaşmamış bir cennet meyvesinden bir dilim yediğinizde neredeyse içine su katılmamış beş bardak demli çay içmiş kadar ağzınızı buracağından emin olabilirsiniz. İşte muhtemelen çoğumuz bu buruk lezzet deneyimi nedeniyle benim gibi bu meyveden soğumuş, ya da belki de çok yaygın olmadığından daha henüz tanıma noktasına gelmemiştir. Hurma deyince herkesin aklına genel olarak bilinen kahverengi, küçük, uzun, Ramazan ayında bolca tükettiğimiz hurma gelir. Fakat bizim bahsettiğimiz bu hurma değildir. Japon Hurması olarak da bilinen, aslında bizim bahsettiğimiz Trabzon hurmasıdır. Yöre yöre, il il çok çeşitli isimlerle adlandırılır. Sonraları faydasından ötürü tadına alışmak zorunda kaldığım; oldukça şifalı olan bu meyve, turuncu renkte ve yaklaşık elma büyüklüğündedir. Temmuz-Ağustos aylarında çiçek açar ve tohumları Kasım ayında olgunlaşır. Ana vatanı bir çok meyve gibi Çin’dir. Fakat daha sonra Japonya’ya getirildiği için Japon Hurması adı verilmiştir. Yaprakları ilkbaharda yeşil, sonbaharda ise kırmızı, sarı, turuncu gibi renklere dönüşür. Ağacının görüntüsü, sonbaharda renk değiştiren tüm diğer ağaçlar içerisinde en ihtişamlı olanıdır bana göre.

TRABZON (HEAVEN) PERSIMMON 
With the autumn coming, we witness the transformation of nature everywhere with the yellow-orange color compositions; accompanying the scents of dry leaves, moist air and damp soil. The source for vitamin C, which we need during these cold weathers come from all the yellow and orange fruits. We make use of them in order to enhance our body immunity; hence the influenza rate increases during this season. These fruits hit the stores just in time. Nature has a perfect timing for the things that we need the most! 
The nature is so generous and so unique in terms of what it provides for us; all we need to do is utilize, protect and sustain these products. Apart from the products that can be found easily in grocery stores, farmers markets and fruit sellers that we all consume everyday willingly; I can list dozens of fruits or vegetables that we have never even heard the names of or the ones that we do not consume regularly. As we do not even know the names of these products, we cannot benefit from their healing powers. Since I was a child, I have never been choosy in eating. However, I remember the Trabzon persimmon or the heaven persimmon due to its taste that sets one’s teeth on edge. Tasting the unripe version of this fruit at a young age has left some unpleasant memories for me unfortunately.
Today I would like to tell you about one of the most special fruits of autumn colors, the Heaven Persimmon, or more commonly known as the Trabzon. Trabzon persimmon mostly grows in Hatay, Antalya and Black Sea coasts and it hits the stores around October-November. It has a taste that I can never get used to and for me, this happens very rarely. But to tell you the truth, I bet there are very few people that love this fruit as much as I do. The actual reason for this is the nature of this fruit. The heaven persimmon is very rich in tannin. Think of tannin as the material that is found in a strong brewed tea and that twists one’s tongue. If you eat a slice of unripe heaven persimmon, your tongue will be twisted as if you drunk five glasses of strong brewed tea without adding any water in it. That’s why, like most of the people, I was put off because of this taste. In Turkish, this fruit is called “date”; and when you say date, everybody thinks of the commonly known brown, small, dried fruit that we consume a lot in the time of Ramadan. But this is not what we are talking about. It is also known as the Japanese persimmon. It has been named differently region by region, city by city. This health giving fruit, which I got used to later on because of its benefits; has an orange color and has a size of approximately an apple. It blossoms in July-August and the seeds are ripened in November. The place of its origin is China as most of the fruits. But afterwards, it was brought here from Japan, that’s why it’s called the Japanese Persimmon. Its green leaves during the spring, transform into yellow and orange tones during the autumn. For me, the appearance of the tree is the most magnificent among all the other trees whose leaves change color during autumn.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder