31 Mart 2018 Cumartesi

BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİMİZ BİZİM KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİMİZDİR!

Diyarbakır'da tezgahın önüne yanaştığımda satıcı şifadır bu dedi yabancı olduğumu görünce. İster yemeğini yap ıspanak gibi, ister üzerine yumurta kır, elinden gelmiyorsa yemek yapmak, sıcak suya koy, suyunu iç!


Aynen öyle yaptım eve geldiğimde. Önce iki parça aldım, sıcak suya koydum. 5-6 dakika beklettim ve sıcakken içtim. Ne hissetim diye sorarsanız; ferahladım. 


Karacadağ havzasının nimetlerinden birisi de Çiriş. Tarhunla, nane arası aromatik müthiş bir kokusu ve tadı var.! Zambakgillerden bir bitki olarak biliniyor. 


Beyaz çiçekleri olan çirişin çayını içtikten sonra anımsadım. Osmanlı Sarayında Yahudi tüccarların saraya getirdikleri beyaz zambaklar helvahanede şerbet haline getirilirmiş. Kokusu ve aroması ile rahatlık ve uyku veren şerbet özellikle padişahların iyi uyuması ve dinlenmesi için hazırlanırmış. 


Tüketim için kullanılan çiçeksiz kısmı pırasaya çok benzediği için halk arasında yaban pırasası ya da dağ pırasası olarak anılıyor. Sıcak çayı hazırlandığı gibi, et ile beraber bulgur pilavına katılıyor ya da etli sulu yemeği sumakla ekşili pişiriliyor. Ne şekilde tüketirseniz tüketin her şekilde ağızda bıraktığı tat alışkanlığınız olacaktır. O halde Diyarbakır lezzet listenize kengelden sonra çirişi de ekleyebilirsiniz. 









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder